Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Biden’a: Mümkün değil!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Delhi’de G20 Liderler Zirvesi’ne ilişkin uluslararası basın toplantısı düzenledi.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:

Değerli basın mensupları, sizleri en kalbi duygu ve saygılarımla selamlıyorum. Öncelikle Fas’ta dün meydana gelen şiddetli depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ülkem ve milletim adına tüm Fas halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Hindistan’ın ev sahipliği yaptığı G20 liderler zirvesini tamamladık. Hindistan’ı dönem başkanlığını başarıyla yerine getirdiği için tebrik ediyorum. Bu yılki temamız tek dünya, tek aile ve tek gelecekti. Zirve oturumlarının ilkinde gezegenimizin karşı karşıya olduğu çevre sorunlarını tartıştık.

ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYDUK

Özellikle sera gazı emisyonlarında Türkiye’nin sorumluluğu oldukça düşük. Öte yandan Türkiye olarak dünyamızın ve insanlığın ortak geleceğini ilgilendiren hayati bir sorunun sorumluluğunu üstleniyoruz. 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedeflerimiz ile Paris İklim Anlaşması’na en önemli katkıyı sağlayan ülkeler arasındayız.

HEDEFİMİZİ İKİ KAT ARTTIRDIK

Yenilenebilir enerjide Avrupa’da 5’inci, dünyada 12’nciyiz. Yenilenebilir enerji konusunda attığımız adımlarla yıllık 90 milyon ton karbon eşdeğeri sera gazı emisyonunu engelledik. 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda, 2030 yılına kadar emisyon azaltım hedefimizi ikiye katladık.

SIFIR ATIK PROJESİ BİR DÖNÜM NOKTASI OLDU

Projelerle daha yeşil, daha temiz, daha yaşanabilir bir ülke ve dünya için çalışıyoruz. Eşim Emine Erdoğan’ın öncülüğünde hayata geçirilen sıfır atık projesi bu süreçte bir dönüm noktası oldu. Projemiz, BM’nin güçlü ofis programlarından biri de dahil olmak üzere 5 uluslararası ödüle layık görüldü. BM Genel Konseyi ile sıfır atık projesi küresel bir operasyona dönüştü. 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak ilan edildi.

YÜK PAYLAŞIMI ADİL OLMALI

Zirvenin ilk oturumunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki yük paylaşımının adil yapılması gerektiğini vurguladık. Bundan sonra da dünyamızı korumak için çalışmaya devam edeceğiz. “Ücretli Dost, Tek Aile” başlıklı ikinci oturumda kimsenin geride kalmaması küresel dayanışma çabalarımızı artırdı. Mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin ülkelerine dönmeleri için yapılması gerekenleri anlattık.

DENİZİMİZ MÜLTECİ MEZARLIĞINA DÖNÜŞTÜ

İnancımız, kültürümüz, kökenimiz ne olursa olsun hepimiz 8 milyar kişilik büyük insanlık ailesinin üyeleriyiz. Her yıl onbinlerce umut yolcusunun çöllerde hayatını kaybettiği, denizlerimizin mülteci mezarlığına dönüştüğü, savaş ve çatışmalar nedeniyle milyonlarca kişinin evini terk ettiği bir dünyada hiçbirimiz güvende hissedemeyiz.

HAKSIZLIKLARA İTİRAZ EDİYORUZ

Sorunlarımızın nedeni kaynak eksikliği değil, şefkat eksikliğidir. Türkiye olarak bu haksızlıklara karşı çıkıyoruz. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Milli gelire oranla dünyada en çok yardım yapan ülkeyiz. Ülkemize sığınan 4 milyondan fazla mazlumun yanındayız. Suriye’nin kuzeyini terör örgütlerinden temizleyerek, kalıcı konutlar inşa ederek, eğitimden güvenliğe kadar her alandaki ihtiyaçları karşılayarak insanları göçe zorlayan temel nedenleri kaynağında ortadan kaldırıyoruz. Şu ana kadar 600 bine yakın Suriyeli memleketine döndü.

SAVAŞIN BİTMESİ İÇİN ÇOK ÇABA GÖSTERİYORUZ

Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. İstanbul sürecinden tutsak takasına, Karadeniz girişimlerine kadar pek çok diplomatik hamle yaptık. Karadeniz hamlesi çerçevesinde uluslararası pazarlara 33 milyon ton tahıl ulaştırıldı. Girişim sayesinde gıda krizinin daha da derinleşmesinin önüne geçtik. Sayın Putin’in davetlisi olarak Pazartesi günü Soçi’ye yaptığım ziyarette bu konuyu detaylı olarak konuştuk. Rusya, Katar ve Türkiye olarak 1 milyon ton tahılın işlenerek gıda sıkıntısı çeken Afrika ülkelerine ulaştırılmasına önem veriyoruz. Rusya’yı tahıl konusunda dışlayan bir sürecin sürdürülebilir olması pek mümkün görünmüyor.

YAKIN İLETİŞİM DEVAM EDECEK

Bugüne kadar Montrö’yü titizlikle uygulayarak ve taraflarla diyalog halinde kalarak böyle bir durumun önüne geçtik. Küresel gıda güvenliğine katkı sağlamak amacıyla gıda güvenliği çalışma grubunu toplayacağız. Rusya, Ukrayna, BM ve uluslararası toplumla yakın temas halinde olmaya devam edeceğiz. Zirve bildirisinde ülkemizin tüm bu çabaları takdirle dile getirildi. Afrika Birliği’nin BM’ye üyeliği ülkemizin güçlü desteğiyle kararlaştırıldı. G20 üyeliğinin tüm Afrikalı kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyor, aramıza hoş geldiniz demek istiyorum.

NEFRET SAHTECİLİĞİNE DÖNÜŞTÜ

Müslümanları hedef alan baskınlar bazı batılı ülkelerde hoşgörü sınırlarını aşmış, bazı yerlerde ise nefret çılgınlığına dönüşmüştür. Demokrasiyi ve insan haklarını savunan ülkeler, birden fazla barbarlık karşısında üç maymunu oynuyor.

YASA GEREKLİYSE HIZLA ÇIKARILMALI

İslam düşmanlığının arttığı tüm ülkelerin, insanlığın ortak geleceği adına daha kararlı politikalar izlemesi gerektiğine inanıyorum. Mevzuatta boşluk varsa mutlaka giderilmesi, gerekiyorsa hızla yasa çıkarılması gerekiyor. Dost acıyı anlatır ilkesinden yola çıkarak gerçekleri açıkça söylemeyi misyonumuz olarak görüyoruz. Başta BM olmak üzere üyesi olduğumuz tüm platformlarda bu konuyu gündeme getiriyoruz. İslam düşmanlığının arttığı tüm ülkelerin, insanlığın ortak geleceği adına daha kararlı politikalar izlemesi gerektiğine inanıyorum. Mevzuatta boşluk varsa mutlaka giderilmesi, gerekiyorsa hızla yasa çıkarılması gerekiyor. Arkadaşın acı konuşması ilkesinden hareketle, gerçekleri açıkça söylemeyi görevimiz olarak görüyoruz. Başta BM olmak üzere üyesi olduğumuz tüm platformlarda bu konuyu gündeme getiriyoruz. Bazı ülkelerin bu eylemlere karşı çeşitli idari ve hukuki tedbirler aldığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Kutsal kitaplara yapılan baskın G20 deklarasyonunda da kınandı.

YATIRIMLARIN ARTTIĞINI GÖRECEĞİZ

Dünya Bankası’nın yaptığı açıklama Türkiye ekonomisine duyulan güvenin bir göstergesidir. Dünya Bankası kümesi, 17 milyar dolarlık paketin üzerine 18 milyar dolarlık yeni bir yatırım paketi ekledi. Bankanın önümüzdeki 3 yılda planladığı yatırım büyüklüğü 35 milyar dolara ulaşacak. Ekonomimizdeki başarılarla birlikte uluslararası yatırımların da arttığını hep birlikte göreceğiz. 6 Şubat depreminin yaralarını sararken Türk asrı hedefimizden asla kopmayacağız. İki gün süren zirvede çok sayıda ikili görüşme gerçekleştirdik. Japonya Lideri, Brezilya Devlet Başkanı, Abu Dabi Emiri, Kore Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Federal Almanya Cumhuriyeti Lideri, Mısır Cumhuriyeti Lideri, Veliaht Prens ile çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik. AB Konseyi Lideri ve Dünya Bankası Başkanı Suudi Arabistanlı Salman.

SORU CEVAP

TAHIL KORİDORU

Bu koridorla ilgili çalışmalarımızda Körfez ülkeleri de buna dahil, Irak da buna dahil ve Körfez’i Basra’dan Avrupa’ya bağlayan bir koridor olan Türkiye üzerinden böyle bir koridorun açılmasıyla bu koridor konusunda hassasiyet gösteriyoruz, özellikle Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Türkiye. Bu projeyi hızlı bir şekilde hayata geçirmeye çalışıyoruz. Şu anda Dışişleri Bakanlarımız ve Ulaştırma Bakanlarımız birlikte çalışacak ve bunu birkaç ay içinde hayata geçirmek için çaba göstereceğiz.

AZERBAYCAN-ERMENİSTAN GERİLİMİ

Sayın İlham Aliyev’le de bununla ilgili görüşmelerim oldu. Toplantının ardından muhtemelen yarın Sayın Paşinyan ile bir görüşmem olacak. Elbette bölgeyi sakinliğe davet etmekten başka çözümümüz yok. Ama şu anda özellikle Karabağ’da atılan adımlar gerçek adım değil, bunu kabul etmek mümkün değil, AB üyesi ülkeler de bunu kabul etmiyor. Yarınki toplantımızda Sayın Paşinyan’ı bu konuda uyarmalarını, böyle bir seçimin kabul edilmesinin mümkün olmadığını anlatacağız. Şu ana kadar tanıştığımız dost canlısı, batılı ülkeler vs. Seçimi kabul etmiyorlar. Bu olacak bir şey değil, kabul edilebilir bir tercih değil.

F-16 TOPLANTISINDA SON DURUM

Burada da Sayın Biden’la gelişigüzel de olsa bir görüşme yaptık. F-16 konusunu da görüştük. Tabii F-16 konusunda maalesef arkadaşlarımız işi elinden alıyor ve İsveç İsveç’tir diyor. Bu tür yaklaşımlar bizi ciddi anlamda üzüyor. Böyle söylendiğinde verecek bir cevabım var. Her şey kongre diyorsunuz, benim de kongrem var. Kongrem nerede, Türkiye Büyük Millet Meclisi? TBMM’den böyle bir karar çıkmadığı sürece evet demem mümkün değil. Kendi başıma karar verebilecek bir noktada değilim, bunun Meclis’ten geçmesi gerekiyor. İsveç üzerine düşeni yapmalı, yapmadığı sürece de Parlamentomun kararını beklemek zorundayız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu